Kadının, evinin dışında, çalışma hayatı içerisinde olması, pek çok
açıdan toplumsal düzeni etkiledi. Bu konuda fayda zarar ilişkisine
bakılacak olursa, eminim kadının çalışmasının toplum ve aile hayatına
zararı, faydasından çok daha fazladır.
Bu zararlardan en önemlisi de kadın ve erkeğin çalıştığı ortamların
karma olması. Okullardaki karma eğitimler ve çalışma hayatındaki
karmaların, hayatımızda nasıl bir karmaşaya sebep olduğunu aslında
hepimiz biliyoruz ve görüyoruz.
Geçenlerde bekar bir hanımla konuştum. Bir kaç şey sordu bana. İş
yerinde evli bir adama âşık. Durumunu nasıl anlatacağını bilemiyor.
Şirkette pek çok evli erkeğin arasında çalışan az sayıda kadından biri.
Sabah akşam birbirlerini görürken konuşurken en son tutulmuşlar deli
gibi. Ne yapacağını bilemiyor. Bir kere evli bir adamı sevmiş olmayı
kendine yakıştıramıyor. Erkek karısından ayrılıp kendisiyle evlense onu
çocuklarından ayırmaya kıyamıyor. İkinci olmayı kendine yediremiyor.
Velhasıl çaresizlik içinde çırpınıyor.
Erkek de çaresiz. Eşiyle sorunları var. Eşini üç saat görüyorsa bu
kadını sekiz saat görüyor. Onunla konuşmak, gülmek, dertleşmek, onun
ilgisini, sevgisini görmek hoşuna gidiyor. Fakat o da çok tehlikeli
sularda yüzdüğünün farkında.
Kadının ve adamın yaşadığı durum pek çok iş yerinde yaşanıyor. Modern
olmak adına, aralarında çekicilik olduğunu bile bile ateş ile barutun
yan yana durmalarında bir mahsur görmez olduk.
Tamamı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder