25 Kasım 2012

Beşinci Cadde’de Nasıl Sigara İçersiniz Hanımefendi


Kadın ve sigara kelimeleri aynı cümlede bir araya gelince tarihsel bir sorunu da paylaşmadan geçemeyeceğim; kadınların sigara içmesi.
20′nci yüzyıla kadar kadınların kamusal alanlarda sigara içmesi “çok ayıp” karşılanıyordu. Tarihte açıktan sigara içtiği bilinen ilk kadınlar, Parisli fahişelerdi
Notre Dame de Lorettes kilisesi yakını mesken tuttukları için “Lorettes” diye anılan bu fahişeler, halka açık alanda sigara içen ilk kadınlar olarak kayda geçti. New York’ta ise daha 1900′lerin başında kadınların halka açık alanda sigara içmesi sadece ayıp değil, yasaktı da.
New York Times gazetesinde 1904 yılında yer alan bir habere göre Manhattan’ın ünlü Beşinci Caddesinde bir otomobilin içinde sigara içerken yakalanan kadına polis ceza yazmıştı. Gazete gözlerine inanamayan polisin ağzından dökülen şaşkınlığını da şu şekilde kayda geçirmiş: “Hem de Beşinci Cadde’de bunu yapamazsın!”. 
1908 yılında New York Belediye Meclisi kadınlara sigara yasağını daha da sertleştiren Sullivan Act’ı kabul etti. Katie Mulcahy adlı New Yorklu kadın kamusal alanda sigara içtiği için tutuklanan ilk kadın oldu.

Kaynak

22 Kasım 2012

Ben Değil Bendeniz

Terbiyeli, kibar, medenî gerçek bir İstanbullu ben kelimesini çok kullanmaz, onun yerine bendeniz veya fakir der. İstanbul kültür ve âdâb-ı muaşeretinde sık sık ben demek çok ayıptır, büyük bir nakisedir.
Benim evim demez, fakirhane der.
Sizin eviniz demez, devlethaneleri der.
Baban anan nasıl diye sormaz, pederiniz beyefendi, valideniz hanımefendi nasıllar diye sorar.
Çeşitli konularda yazılı olarak (mektupla ve mail ile) teşekkür eder. Meselâ: "Dünkü nazik davetiniz ve ikramlarınız için çok teşekkür ediyorum. Sohbet çok faydalı ve zevkli oldu. Hiç unutamayacağım saatler geçirdim..."
Davet sahibi de misafirlerine ayrı ayrı "Fakirhaneyi lutf edip teşrifinizden dolayı size minnettar ve müteşekkirim..." mealinde mektup yazar.
Tamamı



21 Kasım 2012

Misafire İkram


Peygamber efendimiz, ''Allaha ve kıyamete inanan, misafirine ikram etsin'' buyurdu. 
Misafire ikram, ona karşı güler yüzlü ve tatlı dilli olmaktır. Yemek için külfete girmemeli, hazırda ne varsa, onu ikram etmeli. Peygamber efendimiz, ''Misafir için külfete girmeyin, misafir bundan rahatsız olur. Misafirini üzen Allahı üzmüş olur'' buyurdu. Hz. Ali, ''Dostların kötüsü, senin için külfete giren, seni özür dilemeye mecbur bırakandır'' buyuruyor. 

Misafirden hizmet beklememeli! Peygamber efendimiz, ''Misafirden hizmet beklemek, aklın noksanlığına alamettir'' buyurdu. Bir arkadaş anlattı: ''Bir haftadır evimizde misafir kalan samimi arkadaşıma, “Bizim hanım, bir iş için dışarı çıkmıştı. Ben namaz kılana kadar sizin hanım, sofrayı hazırlarsa, çok makbule geçer” dedim. Daha sonra, bu sözüme çok gücendiklerini öğrendim. Bu acı tecrübe misafirden hizmet beklemenin doğru olmadığını göstermektedir.''

Alıntı

15 Kasım 2012

Hicri 1434


Ev Yapımı Meyveli Sos



Malzemeler:

2 Kâse Kokulu Üzüm
2 çay bardağı su
1 Kahve fincanı Şeker
3 silme tatlı kaşığı nişasta

Yapılışı:
Üzümü 2 çay bardağı suda kaynatıp süzgeçten geçirin 2 su bardağı kadar olması gerekiyor tamamlamak için su ilave edin.

Tekrar ateşe koyunuz çok az bir su ile nişastayı açın kaynayan karışıma dökün ve şekeri de ilave edin biraz kaynatıp altını kapatın topak olmaması için sürekli karıştırın.



Hibiskus İle Meyve Sosu



14 Kasım 2012

Osmanlı ve Ses Kirliliği

İstanbullu bir genç, pencereleri açık otomobilini sürerken, vasıtanın teybini sonuna kadar avaz avaz bağırtarak müzik dinlemez, etrafı rahatsız etmez, ses kirliliğine sebebiyet vermez. Böyle bir şey zontalık ve magandalıktır, İstanbulluya yakışmaz.

...

İstanbullu, ailesi veya arkadaşlarıyla pikniğe gider, yemek yer, çay içer, akşam dönmeden önce piknik yaptığı yerdeki bütün çöpleri, kağıtları, naylon poşetleri, şişeleri büyük bir torbaya doldurur, rastladığı ilk çöp bidonuna atar, o mekanı pırıl pırıl tertemiz ışıl ışıl bırakır.
Kaynak

11 Kasım 2012

Ayva Reçeli

2.5 kilo Ayva (14 tane)
7 su bardağı suyla 10 dakika kadar kaynattım
2 kilo şeker ilave edip kısığa yakın ateşte rengi resimdeki gibi olana kadar pişirdim.
Bu Tarif Ayva tanelerini biraz daha yumuşak sevenler için.

Diğer tarifim

10 Kasım 2012

Kedilerimiz

Katzen / les chats

Kediler / القطط


yeni kedilerimiz / our new cats

Diğerleri

Çalışmaya Alışıyoruz Alışmaya Çalışmıyoruz!

UntitledÇalışma hayatında kadınlar ve özellikle de dindar hanımların çalışması meselesini ele almaya karar verdiğimizde bir mayın tarlasına daldığımızı biraz geç fark ettik. Bizi aşan bir konu bu aslında. Ama yine de bir sözümüz var ve bunu söylemeliyiz. Bir kere meselenin ne kadar çetrefilli olduğuna dair bir fotoğraf çekmenin bile bir anlamı var. Bu fotoğrafta dikkati çeken en önemli ayrıntı ne biliyor musunuz? Ortada öyle bir vakıa var ki çalışmalı mı çalışmamalı mı sorusu artık önemini yitirmeye başlamış. Hanımların çalışmasına alışmak üzereyiz. Ama biz nerede durduğumuzu biliyoruz. Biz bu meselede alışmak istemeyenler tarafındayız. Tamam, özel durumları göz ardı etmiyor, sadece hanımların yapabileceği ya da yapması gereken bir takım meslekler olduğunu kabul ediyoruz. Ama şunun altını çizerek: Hanımlar aile kurumunun teminatıdırlar, onlar olmadan ne sağlıklı aile ne de toplum olur. Onlar, kapitalist dünyanın köleliğine razı olmaktansa evlerinin efendisi olmayı seçerlerse sadece kendileri değil bütün bir toplum kazanacak. Tamamı

6 Kasım 2012

Baştan Çıkmak Sanıldığı Gibi Zor Değil

Kadının, evinin dışında, çalışma hayatı içerisinde olması, pek çok açıdan toplumsal düzeni etkiledi. Bu konuda fayda zarar ilişkisine bakılacak olursa, eminim kadının çalışmasının toplum ve aile hayatına zararı, faydasından çok daha fazladır.
Bu zararlardan en önemlisi de kadın ve erkeğin çalıştığı ortamların karma olması. Okullardaki karma eğitimler ve çalışma hayatındaki karmaların, hayatımızda nasıl bir karmaşaya sebep olduğunu aslında hepimiz biliyoruz ve görüyoruz.
Geçenlerde bekar bir hanımla konuştum. Bir kaç şey sordu bana. İş yerinde evli bir adama âşık. Durumunu nasıl anlatacağını bilemiyor. Şirkette pek çok evli erkeğin arasında çalışan az sayıda kadından biri. Sabah akşam birbirlerini görürken konuşurken en son tutulmuşlar deli gibi. Ne yapacağını bilemiyor. Bir kere evli bir adamı sevmiş olmayı kendine yakıştıramıyor. Erkek karısından ayrılıp kendisiyle evlense onu çocuklarından ayırmaya kıyamıyor. İkinci olmayı kendine yediremiyor. Velhasıl çaresizlik içinde çırpınıyor.

Erkek de çaresiz. Eşiyle sorunları var. Eşini üç saat görüyorsa bu kadını sekiz saat görüyor. Onunla konuşmak, gülmek, dertleşmek, onun ilgisini, sevgisini görmek hoşuna gidiyor. Fakat o da çok tehlikeli sularda yüzdüğünün farkında.
Kadının ve adamın yaşadığı durum pek çok iş yerinde yaşanıyor. Modern olmak adına, aralarında çekicilik olduğunu bile bile ateş ile barutun yan yana durmalarında bir mahsur görmez olduk.

Tamamı

2 Kasım 2012

Ahlak var mıdır?

Untitled
Emperyalizme, kapitalizme, modernizme karşı mücadele etmeyen, inkılap bilinci taşımayan bir adam, sana dinden bahsediyorsa, onda ahlak var mıdır?
Dev şirketlere sahip, bankalarla haşır neşir, kodaman, lüks içinde yaşayan ve yoksulun hakkını gözetmeeyn enseli ve göbekli bir adam sana dinden bahsediyorsa, onda ahlak var mıdır?
İlimden, irfandan nasibini almamlı; ama üç kitap okuyunca alim oldum sanan, “Kafka’yı bilirim, Kiergaard’ı yuttum, Dostoyevski’yi hatmettim..” tavırlarıyla kibirli,ukala, kendini beğenmiş, edepsiz bir adam, sana dinden bahsediyorsa, onda ahlak var mıdır?
Hasılı velkelam..Değilmi ki mümin, derdi olan adamdır; peki ya derdi olmayan bir adam sana dinden bahsediyorsa, onda ahlak var mıdır?
 Efendimiz aleyhisselam, dünya müminin zindanı buyuruyor; peki ya bu zindanda, hayatından memnun olan bir adam, sana dinden bahsediyorsa, onda ahlak var mıdır?
Efendimiz aleyhisselam, dünyada bir ağacın altında soluklanıp gidecek bir garip yolcu gibi ol buyuruyor; peki ya dünyaya kazık çakmaya çalışan bir adam, sana dinden bahsediyorsa, onda ahlak var mıdır?
Mümin kanaat eden, “elindekiyle yetinen” adamdır; peki ya mal mülk peşinde, makam mevki peşinde, ev ve araba taksitleri için banka banka dolaşan bir adam, sana dinden bahsediyorsa, onda ahlak var mıdır?
Mümin istikamet sahibidir, peki ya sözünden dönüp duran, kararından cayıp duran bir adam, sana dinden bahsediyorsa, onda ahlak var mıdır?

 Hamza 
 Ömer Faruk Dönmez
 s.222