Özellikle de Allah'a karşı edepli olmanın
niteliğini taşıyan daha güzel bir örneği de İbrahim (AS)'ın şahsında
Allah Teâlâ Kur'an'da şöyle açıklamıştır: Hz. İbrahim muarızlarına
seslenerek,
"Benim dostum ancak alemlerin Rabbı olan Allahtır. Beni
yaratan ve doğru yola eriştiren O'dur. Beni doyuran ve içiren O'dur.
Hasta olduğum zaman bana şifa veren de O'dur."(17)
Dikkat edilecek
olursa, İbrahim (AS) hayırlı olan şeyler için "veren O'dur." derken
hastalığı için "beni hasta eden O' dur."tabirini kullanmamıştır. Çünkü
böyle bir ifade nede olsa bir şikayet manası hissedilmektedir. İbrahim
(AS) böyle bir ifade tarzını, mü'minin terbiyesine ve nezaket ölçülerine
uygun bulmamış olacak ki, ayette zikredilen tüm nîmetleri Allah'a,
isnat ederken hastalığını kendisine hamletmiş, "hastalandığım zaman bana
şifa veren O'dur" demiştir.
Bunun bir benzerini yine Kur'an'da
görmekteyiz. Fatiha Suresinin son bölümünde; "Bizi sırat-ı müstekîme, nîmet verdiğin kimselerin yoluna erdir. Gazaba uğrayanların yoluna değil"
(18) derken, yine Allah Teâlânın öğrettiği bir terbiye gereği olarak
hidayet Allah'a nispet edilirken, doğru yoldan saptırma (ıdlal) Allah'a
nispet edilmemiştir. Yine "Gazab ettiğin kimselerin" yerine, edeben
"Gazaba uğrayanların" tabiri kullanılmıştır.
Tamamı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder