26 Nisan 2012

Kadının Erkeklerle Karışık Yürümesi



İbn-i Ömer (r.a) rivayet olduğuna göre: "Allah Resulü iki kadının arasında yürümeyi erkeğe yasakladı." (196)

Allah Resulü mescitten çıkarken kadınlarla erkeler karışmışlar. Bunun üzerine Resulullah şöyle buyurdular:"Hanımlar, siz geriye kalın. sizin için yol ortasında yürümek yoktur, Yol kenarından yürümeniz gerekir."(197)

Haımlar zaruri ihtiyaçları için sokağa çıkınca erkeklerle karışık yürümemeli. Hele bugünkü çarşı pazara müslüman hanımların girmeleri hiç doğru değil... Zaruri ihtiyaçlarını daha müsait yerlerden alma yoluna gitmeli..

Kaynak;
(196-7 Ebu Davud)

22 Nisan 2012

Din, Edepten İbarettir

 
Hazret-i Mevlânâ buyurur:

“Aklım kalbimin kulağına eğildi ve sordu:
«–Din nedir?»
Kalbim de şu cevabı verdi:
«–Din, edepten ibarettir.»”

21 Nisan 2012

Asâletini Kaybeden İrfan


Hoca öğretmen oldu, talebe öğrenci. Öğretmen ne demek? 
Ne soğuk, ne haysiyetsiz, ne çirkin kelime.  
Hoca öğretmez, yetiştirir, aydınlatır, yaratır. 
Öğrenci ne demek? Talebe isteyendir; isteyen, arayan, susayan.



Cemil Meriç

18 Nisan 2012

Konu Mankeni Değiliz

Anlaşılmaz yazılar yazmayı sevmem. Sözün çok eğip bükülmesine de taraftar değilim. Bunu bize Kur’an da Rabbimiz öğretir, hadislerinde Rasulullah Aleyhisselam öğretir. Hakikatler, karmaşık kelimelerin oluşturduğu cümlelerde gizlenmez her zaman.
Bir yanlışı savunurken söylediğiniz süslü ve anlaşılması zor sözler, ancak algısı zayıf kişileri ikna edebilir…

Bir erkek gördü mü, ağzını daha bir kapatan, yüzünü çeviren ninelerimize inat, günümüz Müslüman Kadını, daha dik başlı, daha kendinden emin(!) hallerde toplum içinde var olma çabası içine girmiştir.

Müslüman kadını tüm vâkarından arındırarak, türlü giyim tarzlarıyla bir sirk maymununa dönüştüren zihniyet, bu kadınları kapitalizmin dişlileri arasında ezmekte de hiç zorlanmadı.

Tesettür sadece kadının saçının örtülmesi demek değildir. Tesettür kadının güzelliğini saklamak içindir. Kadını kötü bakışlardan korumak için indirilmiş bir vahiydir.

Müslüman kadını adeta kapitalist sistemin bir oyuncağı haline getirmek isteyenler, sürekli olarak Hz. Hatice annemizin ticaret hayatını ve erkeklerle ticari maksatlı yaptığı münasebetleri örnek göstermektedirler. Oysa Hatice validemizin, Efendimiz’le izdivacından sonraki; evinde oturan, çok çocuk doğuran, erkeğinin ardında dağ gibi duran örnek kadın misyonu asla dillendirilmek istenmez.

Dışarıda giymemiz gereken kıyafetin bol ve dikkat çekmeyen özellikte olması utanılacak bir durum değildir. Şov kızları gibi rengarenk ve daracık kıyafetlerle göz doldurmakta imrenilecek bir şey değildir. Bizler cariye değil, hür kadınlarız.  Dergi kapaklarına, reklam panolarına malzeme olamayız. Alalade kullanılacak bir konu mankeni değiliz. 


 

16 Nisan 2012

Dünya Üç Şeyle Cennet Olur

 

-Elden, dilden ve gönülden infâkla;
-Allah’ın kullarını ayıplamayıp affetmekle;
-Zâlimin zulmüne, zulüm ile karşılık vermeyip hidâyetine vesîle olmakla.

11 Nisan 2012

Kedimizi Kaybettik



Bu kedimizde kayıplara karıştı ….Yavruyken gelmişti bahçemize o günden beri ayrılmıyordu üç gündür  kayıp … :(





30.3.2012






23.10.2011


10 Nisan 2012

Sana Dinden Sorarlar

Bir bakıyorum,sevdiğim,değer verdiğim bir yazar,ertesi gün bambaşka abuk sabuk bir söylemle çıkıvermiş ekrana.Bir bakıyorum yıllarca kalemiyle hizmet etmiş bir mücahide tutmuş iki riyakar kelamın hayranı olmuş,olmadık şeyler söylüyor..İçim acıyor..

Beşeriz yanılgı bize...Ama hakikat de bize...
Özellikle "modernite,reform,yenilik" kavramları üzerinde çok oynanıyor .Dikkatli olalım! Öyle bir zamandayız ki 9 hakikat söylüyorsa bir hacı hoca geçinen zât,içine 1 acayip zehir katıyor;zehirlendiğimizi de anlamıyoruz!

Kendi adıma eleştiri yapmam gerekirse,akide bilgimin,fıkıh bilgimin zaafiyetinden dem vurabilirim.Bunları tamamlamadan tasavvufla yahut islamın felsefesiyle ,şunla bunla uğraşmak nasıl bir hezeyan ve zaman kaybı!Allah korusun adamın imanını dahi götürür...

O yüzden önce akaid ve fıkıh bilgimizi düzeltmemiz gerekiyor.Kafamızda tek bir soru işareti dahi kalmayıncaya kadar...Zaten bu üzerimize farz olan ilimdir.Ben müslümanım diyen ve bunda bir riyâ taşımayan herkesin üzerine farz olandır bu.

Bu eksiklerimizi doğru kaynaklardan tamamlamak çok önemli.Ne olur,populer dini kitapları okumakla kaybedeceğimize zamanımızı önce bu hayatî olan itikad,akaid,fıkıh bilgimizi hiç olmazsa ilmihal bilgimizi arttırıp sağlamlaştırmakla işe başlayalım.Bu konudaki eksikliğimiz sadece bizim değil,çocuklarımızın da imanına kastedecektir!

Biz bilmedikçe,kandırılmamız ve köleleştirilmemiz kolaylaşıyor.Biz bilmedikçe yönlendirilmemiz ,koyunlara dönüşmemiz hatta koyunlardan daha beter olmamız,insan vasfımızı yitirmemiz an meselesi!Bilmedikçe,nereye çekilirsek oraya gidiyoruz boynu bağlı hayvanlar misali!!

Sözüm en başta zalim,uslanmak bilmez  nefsimedir ama;
lütfen artık bilelim!
Bilmek de yetmez..
Bildiklerimizi yaşayalım artık!
Yetmez mi köleleştirildiğimiz...

Kula kul olmamaktır Allah'a imân!Bu yüzden istemezler iman etmemizi..İmanımızı hakikatiyle yaşamamızı..
Yetmez mi..
_________________
@D.Zehra




9 Nisan 2012

Sen Bir Az-Gelişmişsin

Kıt’aları ipek bir kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar…
 
Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları. İhtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini, “Ben Avrupalıyım” demeğe başladı, “Asya bir cüzamlılar diyarıdır.”
Avrupalı dostları, acıyarak baktılar ihtiyara, ve kulağına: “Hayır delikanlı” diye fısıldadılar, “sen bir-az gelişmişsin.”
Ve Hıristiyan Batı’nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir “nişân-ı zîşân” gibi gururla benimsedi aydınlarımız

Bu Ülke
Cemil Meriç

6 Nisan 2012

Hak’tandır bütün işler. Boştur gam u teşvişler.

“Hak’tandır bütün işler.
Boştur gam u teşvişler.
Ol hikmetini işler.
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler.”

Hayatın akışında kendini kaybetmek istemeyen, hayatını mânâlandırıp ondan huzur bulmak isteyen insana tesirli bir nasihat: “
Hakk’tandır bütün işler!” olsa gerek. Bediüzzaman Hazretleri’nin ifadesiyle “Hayatta tesadüfe tesadüf edilemez.” 
Her şey Allah (celle celâlühü) tarafından bir hikmete bağlı olarak işler ve hayat bu düzen içerisinde akar durur. Bir kuru yaprak bile ancak Allah’ın (celle celâlühü) izni dairesinde yere düşer. Böyle bir düşünce sahibinin hayatındaki en mühim duygu, güven ve huzur olacaktır. Çünkü bilir ki, hayatı büyük bir kudretin elinde, rastlantıların hiçbir tesiri olmadan, düzenle ilerliyor. Böyle bir insanın düşüncelerinde kargaşa, ölüm korkusu, başıbozukluğun verdiği gereksiz endişeler yer almayacaktır. Hayatı, Allah (celle celâlühü) tarafından işlenilmiş bir kanaviçe gibi gören bir ruh sahibinden daha huzurlu kim olabilir ki!

5 Nisan 2012

Deterjan ve Parfüm Kokularının Zararları

Beyin, vücudumuzda oksijeni en çok kullanan ve ona ihtiyacı en fazla olan organımızdır. Bu sebeble de oksijensızliğe hiç dayanamaz. Deterjan ve parfümlerde kullanılan koku kimyasalları, bazı gazları da ihtiva ederler. Bu gazlar, metan, metil, eter, etil alkol, ozon, klor, noniyonik ve aniyonik asitler v.b. şeklindedir. Bu maddeler kullanılırken solunum yoluyla alınmakta ve beynin oksijen kullanımını azaltmaktadır.

Bu gazlar ve kokular beyin hücrelerine zarar verdiğinden zamanla unutkanlık, geç algılama gibi olumsuzluklar görülür. Ayrıca bu kokular teneffüs edildiklerinde, akciğer hastalıklarına zemin hazırlayıcı veya var olan hastalıkları tetikleyici olabilirler. Baş ağrısı, migren ağrılarında artış gibi belirtiler verebilir. Bu sorunlar en çok bu maddelerle uğraşan ev hanımlarında daha çok görülür.


 

3 Nisan 2012

"Çıkma" denen bir namussuzluk

Ben bir lisede öğretmenim bayım. Dokuz yıldır öğretmenlik yapıyorum. Binlerce genç tanıdım. Ülke bu gençlere mi emanet edildi? Ulan ben bunlara telefonumu emanet etmem be! Satarlar. Parasına da hamburgerle kola alırlar. Ahh! Çok yazık. 
Kapitalizmin yerle bir ettiği bir gençlik! Aşk yok bir kere, aşk! Aşkı kaybetmiş bu çocuklar. Dünyanın en güzel duygusunu kaybetmişler. 
"Çıkma" denen bir namussuzluk var; ama aşk yok. Çıkmayı biliyorlar; ama gerçek anlamıyla aşık olmayı bilmiyorlar. Daha ne olsun efendim, daha ne olsun? 

Bir Yobazın Günlüğü 
Ömer Faruk DÖNMEZ 

 

1 Nisan 2012

Niçin Örtünürüz ?

Kadınlar niçin örtünüyoruz? Sorularını kendilerine sormalıdırlar. Örtünüyoruz çünkü Rabbimiz bizi haramdan korumak için emir ve tavsiyelerde bulunuyor. Bizler Allah'ın rızasına uygun yaşayıp onun rızasını almaya gayret ederiz. Bu nedenle, örtümüzün gerçekten tesettürün şartlarını taşıyıp taşımadığına bakmalı ve kedimize niçin örtünüyoruz diye sormalıyız. Hazreti Peygamber örtüyü maksadına uygun şekilde kullanmayanları uyarıyor:

"Ümmetimin son dönemlerinde bir takım adamlar olacaktır. Erkekler gibi eğerlerin (bineklerin) üzerine binip cami kapılarına ineceklerdir. Hanımları ise giyinik uryandır, (giyinik çıplaktır), başları üzerinde arık deve hörgücü gibisi vardır. Onalara lanet edin. Zira onlar lanet olunmuşlardır". 
Ahmet b.Hambel - müsned nr.6786, Ibn-i Hibban sahih nr:5655-7347